Travmayı, insan bedenine ve psikolojik yapısına ciddi olarak zarar veren yaşam olayları şeklinde açıklamak mümkündür. Issız bir sokakta ve akşamın karanlığında yürüyen bir insan düşünün. Hemen hemen her gün, aynı saatlerde oradan geçmekte olduğunu düşünürsek bu o kişi için rutin ve normal bir yaşantı haline gelmiştir. Ancak bir akşam, yanına sessizce biri yaklaşır ve bu kişiyi darp ederek cüzdanını ve tüm paralarını alarak kaçar. O sırada komşular olayı fark etmiş, hırsızı yakalamışlar ve polise teslim etmişlerdir. Mağdur olan kişi ise baygın bir vaziyette yerde yatmakta olduğundan ambulans çağrılmış ve bu kişi hastaneye kaldırılmıştır. Hastaneden taburcu olan bu kişi tekrar işine dönmüş ve yeniden olayın başına geldiği ıssız sokaktan geçmek zorunda kalmıştır. Her gün yaptığı ve kendisi için normal bir şey olan karanlık sokakta yürümek, uğradığı saldırı sonucu bir travma yaşantısı haline dönüşmüştür.
Her o sokaktan geçildiğinde bir tedirginlik yaşanacaktır genellikle, belkide yayılacaktır bu gerginlik hayatımızdaki diğer sokaklara da. Hırsızın hapse girdiğinin bilinmesine rağmen içinde bir huzursuzluk olacaktır. Hatta bazen gündüz saatlerinde bile zorlaşacaktır o sokaktan ve benzer sokaklardan geçebilmek. Huzursuzluğun sebebinin biliniyor olması, pek fayda sağlamaz bazen bu huzursuzluğun geçirilebilmesinde. Bilinçaltı korkmaktadır ve o yaşadığı travmayı çok şiddetli bir şekilde kaydetmiştir, kilitlenmiştir o yaşantıya. İşte buna benzer yaşadığınız kötü olaylar her zaman insanlarda kilitlenmiş yaşantılar olarak düşünülmelidir. Sebebini biliyorum, o kişinin artık orada olmadığını biliyorum ve yine de elimde olmadan o sokakta bir tedirginlik bir huzursuzluk yaşıyorum demesi çok normaldir kişinin. Çünkü bunları biliyor olmak, o kilidi kırmaya ve bilinçaltındaki o korkunun yok edilmesini faydası olmaz bazen. Travma kilidi çok kalın bir şekilde korunan bilinçaltındaki yaşanmış kötü olaylardır ve bir uzman yardımı olmadan o kilidin açılması yani travmanın çözülmesi mümkün olamamaktadır.
Başka bir deyişle daha önce bahsetmiş olduğunuz kayığımızı düşünürsek, kayıkta meydana gelen küçük bir delik veya çatlak olduğunu, büyüklüğü veya küçüklüğü hiç fark etmeyen ama kayık sahibini rahatsız eden bir durumun söz konusu olduğunu düşünelim. Bu durumu fark eden kişi hemen müdahale etmek zorundadır. Aksi takdirde damla damla da olsa, azar azar da olsa kayık su almaya devam edecek ve bu durum hiç de güzel bir şekilde sonuçlanmayacaktır. Hiçbirimiz o deliği görmemezlikten gelmeyiz, çünkü hiç kimse kayığının batmasını istemez ve ne kadar erken müdahale edersek o kadar hızlı bir şekilde sorundan kurtulma şansımız vardır. İşte travma da aynen böyle bir şeydir, ne kadar çabuk müdahale edilirse; bir o kadar çabuk şekilde kişinin endişelerinden ve yaşamış olduğu kötü anılardan kurtulup kayığını tamir edebilir. Hayatının birçok alanında kısıtlanmış o kadar çok insan tanıyoruz ki; korkularını, endişelerini, kaygılarını ne yapacağını bilmediği için kabul etmek zorunda kalıp otomatik davranışlar haline getirmiştir. Belki de asla farklı bir hayatı olamayacağını düşünmektedir.
Yukarıdaki belirttiğimiz örnekte olduğu gibi belki de hiç bir zaman o ıssız sokaktan kişi geçmek istemeyecek veya sırf korkularından kurtulamadığı için yolunu uzatıp her gün fazladan 20 dakikasını vererek farklı bir yolu kullanacaktır. Sizce hangisi daha mantıklıdır? Sebebini bildiği korkulardan bir uzman desteği ile kurtulması mı? Yoksa her gün 20 dakika fazla zaman harcayarak farklı yolları denemesi mi? Sokaklardan geçerken aynı hatıraları tekrar tekrar kendi içinde yaşaması mı? Bize göre her şeyin bir telafisi mutlaka vardır. Travmalar Bazen çok küçük yaşta da olabilirler, ancak etkileri inanılmaz derecede büyük olur ve hayatın her alanında kendisini gösterebilir, kişiler ise neredeyse tüm davranışlarını kendi karakterleri olarak düşünebilirler. Halbuki küçücük deliğin kayığı batırabileceği gibi küçücük travmalarda insanları mutluluktan alıkoyabilir. Bize göre hayatlarımız, günlerimiz, saatlerimiz ve dakikalarımız o kadar kıymetlidir ki; bir tek dakikasını bile başkasının sizde bıraktığı izler yüzünden harcamayın, bırakın o izlere birlikte müdahale edelim.