Bioenerji tarihsel süreçte ezoterik bir eğitim süreciyle aktarılmıştır. Zaman içerisinde ya kaybolmuştur ya da ustadan-çırağa şeklinde devam ederek bilgi kaybı nedeniyle işlevselliğini yitirmiştir. Günümüzdeki ocaklık müessesesi bunun en açık örneğidir. Taraftar bulamaması veya ehil olmayan ellerde sonuç alınamaması nedeniyle inandırıcılığını azaltmış ve zaman içerisinde kaybolmaya yüz tutmuştur. Bazen; uygulayıcılar, ocaklar bile ne yaptığını ve niye yaptığını bilemez hale gelmişlerdir. Zaman içerisinde bioenerji alanı maalesef; herkesin her düşündüğünü söyleyebileceği ve fazlasıyla istismar edilmekte olan bir yapı haline gelmiştir. Tam bir bilgi bataklığı oluşmuştur. Diğer kültürlerden ithal edilmeye çalışılan; bilgi, kavram ve anlayışlarla bu alandaki eksiklikler giderilmeye çalışılsa da bu durum daha büyük bir karmaşaya neden olmuştur. Artık günümüzde; araştırmacıların ve enerji çalışanlarının kafası çok daha karışık hale gelmiş, uygulamalar ise tamamen komediye dönüşmüştür.
Gelinen noktada; “ruhsal enerji”, “doğal enerji”, “evrensel enerji”, “takyon enerjisi”, “kozmik enerji”, “şifa enerjisi”, “kuantum enerji”, “kuant dokunuşu”, “bilmem ne uyumlama”, “ışık enejisi”, “sevgi enerjisi”, “melek enerjisi”, “bağlantı enerjisi”, “yüksek benlik” türü garip söylemler fazlasıyla insanların zihinlerine ve konuşmalarına kasıtlı olarak yansıtılmıştır. Üzücü olan ise bunların hiçbirinin bioenerji çalışmalarıyla ilgisi bulunmamasıdır. Enerjiye ilişkin felsefeler; herşeyi açıklamaya çalışmakta, sonuçlarını bütüncül bir din edasında sunmakta ve garip bir tanrı anlayışı ortaya koymaktadır. İnsanlarımız ise farkında olmadan bu kirli ve çirkin oyuna aracı olmaktadır. Bize dostmuş gibi görünerek; dini ritueller de dahil olmak üzere her konu enerji çalışmalarıyla açıklamaya çalışılmakta; enerji çalışmalarının daha geniş bir perspektife sahip olduğu gizli mesajı sürekli empoze edilmektedir.
Bu öğretilerin arkasında, tüm kültürlere ve dinlere karşı ciddi bir saldırı mevcuttur. Enerji veya evren gibi kavramların; irade/külli irade sahibi olduğu ima edilmekte, gizli mesajlarıyla insanların inançları sarsılmaya çalışılmaktadır. Kaldı ki bu saldırılar yaklaşık 1200 yıllık bir tarihe sahiptirler. Bilimsel gelişmeler ise; biyofiziksel, biyokimyasal ve biyoelektriksel enerji türlerinin bedenimiz içerisinde kullanıldığını ortaya koymakta ve bioenerjinin daha kabul edilebilir olmasına yardımcı olmaktadır. Ancak ülkemizdeki yanlış anlayışlar ve uygulamalar ile bunların sonuç verememesi nedeniyle insanlarımız bu alandan uzaklaştırılmıştır. Günümüz bioenerji uygulamaları sıklıkla; çok eski yıllara ait manyetizma bilgileriyle sürdürülmekte ve bazen daha da saçma uygulamalar nedeniyle oldukça küçük düşürücü bir bilgi birikimiyle komediye dönüştürülmektedir.