Bioenerji ve benzer enerji çalışmalarına başlamak isteyen kişiler; öncelikle kendilerini sahte uzmanlardan ve çıkar amaçlı topluluklardan korumak zorundadır. Bence en önemli konu, en başta budur. Zira hiç anlamamak, yanlış anlamaktan daha iyidir ve en azından zararsızdır. Kültür emperyalizmi de bence çıkar amaçlıdır. Eğer yapılan iş pazarlama olayı ise insanlara satılmakta olunan bir şey mutlaka vardır. Bu bazen herhangi bir mal, ürün ve bazen de kültürdür. Yani empoze edilenin kabulü ile satılan malın kabulü ile aynı şeydir. Sahte uzmanlar aynı zamanda, gelişmiş ve bizlerden üstün bir varlıkmış gibi hareket etmektedirler. Hareketlerinde ve hayatlarında; bir tuhaflık, farklılık ve gariplik mutlaka bulunur. Bu sahte uzmanların sözde başarıları ilahi olup disiplinli bir çalışma gerektirmediğinden insanların ilgisini hemen çeker. Olağanüstü güçlerin atfedildiği ve onun da bu durumu kabul ettiği bir uzman ve etrafındakiler hemencecik oluşuvermiştir. Etrafındakilerin de disiplinli bir çalışma yapmalarına gerek kalmamış, uzmanları nasıl olsa her şeyi halledecektir. Aynen tarih boyunca olduğu gibi, kabile büyücüleri bu durumun gerçek bir örneğidir… Plasebo etkisini ortaya çıkarmanın en kolay yoludur.
Sahte uzmanlara etrafındakiler genellikle hayrandırlar ve o da bu hayranlıktan benliğini besler. Etrafındakiler ise sürekli olarak ona bağlılıklarını sunmaktadırlar. Etrafındakilerden iyiyle kötüyü, doğruyla yanlışı ayırt etmesi değil, kurallara uyması, oluşturulan inançlara eşlik etmesi istenilir. Yanlış inançlar oluşturulduktan sonra; ne sahte uzman geri dönebilir ne de etrafındakiler. Çünkü artık onları eleştirmek bile imkânsız hale gelir, ulaşılamaz sahte dünyalarının merkezine otururlar. Böylece, bahsetmeye çalıştığımız bu topluluk, sahte bir metafizik grubu haline gelir ve orada akıl ve gerçeklik artık işlevini tamamen yitirir. Günümüzdeki sapık gruplar, sahte medyumlar, sahte cinciler, sahte falcılar, sahte enerji çalışanları ve etrafındaki ona bağlı bir grup bu şekilde oluşarak sosyal uyum ve sahte inançlarla varlıklarını sürdürürler. Gruptan atılmayı, grupsuz kalmayı ve gruptaki varoluşunu kaybetmeyi kabul etmek kolay değildir.
Sahne her zaman aynıdır. Ortada herkesin dikkatini üzerine toplayan ilahi güçlerle donatılmış bir lider ile akıllarının kullanılmasının istenilmediği ve sadece bu büyük yeteneğe sahip liderleriyle övünen diğer insanlar. Anlatılanlar gruplar oldukça sık rastlanılan, çok da uzak olmadığımız ve etrafımıza baktığımızda kolaylıkla gözlemleyeceğimiz, sadece grup içi insan sayıları değişen gruplardır. Grupların faaliyetleri ise artık duruma göre en zararsız davranış örüntülerinden, ciddi sapıklıklara ve hatta toplu intiharlara kadar varabilecek şekilde değişebilir.
Bioenerji konusunu anlatabilmek ve anlayabilmek için; felsefe yapmaya, dini kavramları karmakarışık etmeye, din değiştirmeye, olağanüstü güçlerle veya varlıklarla iletişime ve her şeyi kapsayacak bir açıklama sistemi geliştirmeye gerek yoktur. Hele hele yaşadığımız dünyayı reddederek kendisine bir hayal dünyası oluşturulmasına hiç gerek yoktur.
Bu tür açıklamaları ve eğitimleri yapmaya çalışanların pek çoğu, bence olayın özünü çok kavrayamamış ya da art niyetlidir. Çünkü enerji konusunda çalışmalar yapmak için; varoluşun nedenlerini ve niçinlerini içlerinde saklayan kocaman düşünce sistemleri geliştirmemize; dünyevi yaşam modelinin aldatıcılığını ve sıkıcılığını kullanarak bir hayal dünyası kurmamıza; bu çalışmaları bir uyanma, uyanış gibi algılamamıza ve içsel sırlara ererek üstün insan olma arayışına girilmesine gerek yoktur.