Nefes konusu sadece bioenerjide değil, birçok metafizik çalışmasında da tarih boyunca anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu iddiaların temelinde, evrenden nefes yoluyla enerji çekmek ve bunu vücudumuz için en doğru şekilde kullanmak şeklinde görüşler ve teoriler yer almaktadır. Bu çekilen enerjiye tarih boyunca değişik isimler verilmiş ve bazen, doğru nefes alma çalışmalarına; değişik vücut hareketleriyle bu enerjinin daha doğru bir şekilde vücut içerisinde yönlendirilmesi gibi çalışmalar da yapılmıştır.
Ancak bioenerjide, nefesi doğru kullanmak için bu tür inançların yer almasına gerek yoktur. Çünkü gerçek odur ki ne kadar zorlanırsa zorlansın nefesimizi sadece akciğerlerimizle alabiliriz ve nefesle ilgili organlarımız zaten belirlidir. Nefes kapasitemizi geliştirecek hareketler elbette yapılabilir. Nefes çalışmaları yoluyla relaksasyon sağlamak ve rahatlamak elbette faydalıdır. Ancak bunları yapabilmek için farklı anlayışlar geliştirmemize gerek yoktur. Farklı ve tuhaf anlayışlardan çok, bence; nefesle ilgili olarak en önemli konu nefesin ritmi ve kapasitesidir. Normal hayatta, koşarken, düşünürken, uyurken, kaygılıyken, çalışırken veya birçok durumda nefes ritmimiz ve nefes kapasitemiz kendiliğinden otomatik olarak değişir. Mesela burnumuz tıkalı olduğunda uykuya hemen dalamayız ve rahat uyuyamayız. Çünkü nefesimiz ritmiyle ve kapasitesiyle, bedenimize rahatlama mesajlarını verememiştir.
Bazen nefes, bilinçle bilinçaltının anahtarı gibidir. Bioenerjide önemli olan nefesi doğru kullanarak, nefes ve zihinsel durum arasındaki bağlantıyı doğru kurabilmektir. Sonuçta nefesle ilgili önemli olan tek konu, nefesin ritmi ve kapasitesidir. Tarihsel süreçte, metafizik çalışmalarda çoğu zaman sözü edilen nefesle ilgili birçok konu ve hissiyat, tamamıyla zihinsel süreçlerden ibarettir. Çünkü esas olan nefesin ritmi ve kapasitesi dışındaki her çalışma, zihinsel bir faaliyetten başka birşey değildir ve o çerçevede değerlendirilmelidir.
Bioenerjide özel nefes çalışmaları elbette vardır ve manyetik yapımızı güçlendirmek için kullanılır. Ancak bu çalışmalar, belirli sürelerle; önce bir burun deliğini kapat nefes al, sonra diğer burun deliğini kapat nefes al türünden çalışmalar değildir. Burun deliklerimizin her ikisi de aynı anda eşit olarak çalışmaz. Bir burun deliğinin, diğerine oranla daha fazla nefes alması yirmi beş dakika ile sekiz saat arasında değişmektedir. Vücudumuz bu değişimi otomatik olarak gerçekleştirmektedir ki bu duruma nazal siklus adı verilir. Kaldı ki metafizik çalışmalar da bile iki burun deliğinin olabileceği en üst düzeyde yakın miktarla nefes almasının sağlanmaya çalışılması en belirgin amaçtır (solar ve lunar dengeleme).
Bioenerjide nefes çalışmaları az önce de belirtildiği üzere; kişinin manyetik yapısının desteklenmesi ve bioenerji uygulamalarında bioenerji uzmanının fiziksel ve zihinsel mod geçişlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla kullanılır. Bunlar bioenerjiye has, çok bilinmeyen özel nefes türleridir.